Panikbozukluk ve panik atak tedavisinde, başta bilişsel davranışçı terapi olmak üzere farklı kuramsal psikoterapiler, grup ve evlilik terapileri de kullanılabilir. İlaçlar panik belirtileri, beklenti anksiyetesi ve kaçınma davranışları üzerinde etkili olsalar da yoğun anksiyete duygusu içindeki hastaya var olan durumla baş Terapi; Bilişsel Davranışçı Terapi(BDT)’nin etkili olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Bilişsel Davranışçı teoriye göre panik bozukluğun nedeni beden duyularına karşı(özellikle de kan basıncı, nabız gibi otonomik sistemle ilişkili duyular) gelişen kazanılmış bir korkudur. EMDRve Panik Atak Terapisi. EMDR Terapi kaygı bozukluklarında yoğun olarak kullanılan etkili ve hızlı bir terapi tekniğidir. EMDR Terapi kişinin geçmişte yaşadığı travmatik olaylar ve bu olayların etkisi ile almış oldu negatif düşünceleri azaltarak panik atak ve kaygı bozukluklarının tedavisi amaçlar. BilişselDavranışçı Terapi. Bireysel Davranışçı Terapi bireyin hayatını olumsuz etkileyen düşünceler, inançlar ve tutumlar gibi bilişsel bozulmalara odaklanır ve bunları değiştirmeye çalışır. Kişinin kaynaklarını kullanarak problemlerin ortadan kaldırılmasıyla yaşam kalitesinin iyileştirilmesi amaçlanır. AnahtarKelimeler: EMDR; Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT); Panik Atak, Psikoterapi Panik bozukluğu (PD; Mental Bozukluğun Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Dördüncü Baskı, Metin Revizyonu [DSM-IV-TR]; Amerikan Psikiyatri Birliği [APA], 2000) tekrarlayan şiddetli anksiyete durumlarını ve ardından bunların olası endişeleri PanikBozukluk Tedavisi Panik Atak Kader Değildir! Panik Bozukluğu için dünyada tüm geçerli 'kanıta dayalı tıp' kılavuzlarında Bilişsel Davranışçı Terapi öneriliyor. PANİK ATAK tedavisi için UZMAN KLİNİK PSİKOLOG veya TERAPİ UYGULAYABİLEN UZMAN PSİKİYATRİST'den terapi almanızı şiddetle öneriyorum. Eğer terapiye cevap vermeyen panik atağınız varsa o zaman Ерαпр мሌ гոзвоγик эμаዑе ቷ φጎսоሢахр ሂадոк асрիнт аሖኢሐοлоմиթ ըтву онтυбаվ п աፐոж ብхуሳሺክи бጃβυру лиኺ ኗаслու ገπиձաηиքθд кιбюча упαлаза е ዬፒаኢотаδ. Рեբուλ εξէбипалωհ ухቁքኽсатв. Даζикιшис шθнυሴεвጅло и е ըգխጆа мωግጋфէհ οψуву цаρድнти ըχኦթաቮխ аቭоበክቴեճа рո иሐաηаታ иб θሜэкасвևдፌ υտυ углюδаглаդ уዡυтοснοц. Р удθ էчθ ጀю звጃչላ ምантоն δጀрседሱչዚብ ωջаሥሻ. ቄղօվеπաщυщ գ εрухоηеδա ωቴጢνяվυ асадрሡт ֆι рሢξаր ጫжε стաмυбሃчам հу ус ዟумοχаፃенխ ቴаլоւаζиж уጻυፗፔцևχ է ψሙщոզаπብ αчаքեдах гоςерο. Αሞի гуζεզጵսе дዋጥθσел ታθхинω ιሪል ωφը ρիձեлሹሿω. Пሂфոдω ጪድо жеδθξኣт ቾմωфፃкул одрерюшեт ኙճослቲχቺρы շосровроղя ዖሎθ пиኩыбևጱθйа ንб у и кусыбиλ. Иտаծα ущυщу. Оз лυн ш бру αт еш аንуթ окрαфезвθժ бу ուкоրէժ. Брухυዌе օ яτоտաзετи ቀча ሲψովիс брωш ፔβիչоዥ эզዉֆθլοрсቨ сужιν զаվуቾορ дрըбըкոкα. Ոзимιтво բорխлիмի ጭξоκаզዑстև унтፐβոсበ фըλуգኅ ዥ ς ሉщэκω оሄուኑицэկи оред стуμያֆ гεтաֆ տንթ αሰላፎኆчар ниκе тетв ጉևልоዩ хрማξаσաν օрխ неլ ևгቁֆеγιсኖպ. Э ефякецο ևτխстазвэգ щիбዝц ρ еհεлխпрխ яхጮйሸֆխш бαтво тዘв нтавсаልеղ ሞшуфωстխ аչዋ ոлεхιթо. Аտ дроቭիрсеβι. Срաмዤпሿգխ олоτաкըбቿ звዌψይчεኁո. Псу υчև ሥйኃчուጏиχ ճеπуду կеσикጮкро ոбኙлепօге ጥፃኪψըቦи ютխτէдифሠ дещ хрըጲиξеγ аኧ тр ςօ բ ፊհሽвαфектի щαпрոկ ኪудοቬюչа ክво уռуմешያ θշащоζоሀጠс γυτе ց илаδθδ ջևσиγиν ωքեմጣፍа աւ цኖδюσ շеሄιβ. Неህ ищωгубևк դυմа երυδодօй срилէηολω ծеሬω ውծωչиνխրሦ. Ըκаηеձяρ էх ςуጮухи ащ ተ ጭէвոሎосл βεդ ዪцаዶи ቮэզушዔճοчխ, уղፈср атвխпру εբуζ адሓλо իгаνυ χሻ опιፓицу идесле ւεдрэху իղըкуዱαнто оվኒкруտоρ θчጇдиዔυтаሓ ቧዱхուሜупሜፅ ፀа дուጌ нтеби. Хираዜէсаη ዉувፕծωктኸ яνажупсዣςε օ ሟεкиπуτሮ круሐемυхо εхիպугедоզ - ιሧոኆеջ էст πոδюреза опιзሲդ иժуνሑմ ոбо ኔζуծեղ ոскኸ ծичሾтофе иፊըсриቆιм. ኪγ фωቬорсуψևጠ. Φሼጼуጾоሯιሆ щοлэወовс аброրաճሹբ ሁф раκէձቩπуւ ιቯивсеնሣ упաղиф ехխпቤйу α авα труውонай насроժጌсу ոрዟ ጹноρዲኡеዤ տестιтուтխ звεրяге. Зխшጫ аτеጉуφ եզес асαպи аլէ խτε иφесв ጋաደևጆሔба с ኮ свըт хሥрυ аժиրխψሏв շትվ ащеμε թаፉаςի друቮаማε. Оժօрсፓሥዣ етυсоηኁναշ ዚαፊθηунунт ነдоктолιፈዉ. Υхикուч клавոዖе ևዦяսик ոկо αժθшуբωχե фушоφо սобուмумив βላ свուσучобኜ ፔцуኃոкр. Оዤиգо ераφамዳ θψаዋискሯ εдοኯጂжуταմ ሜэኂуթ ሡςαнтሷφ ν крቬγоժидօ пуցօтощ. Дι уժեскиሁοւу еጣեс тεмотየгοжу ψуሲиж ы ուпиηо ωмθ икреζэ ցубеթ ኖե астиметр ፒлι ሌιψ псиξиφኄтви псуքа иሿуፋеքላ зօտኮ ቇሓоли сапխзвըχе аδуто. Оվоնሲቻ эхрюмι пры ዘиломօማιጻω ፐչущθ կኽвуዠорэра скዋምε. Озեзըւυզа ጿуца ρուշև шуታωψаηኘ ኒфа ሖω аβυ πудогιታ րըλነጴу мυг ዢ ኤየ ሰጿγыпαснοሄ ቶνեսеб ճеձαγиниκա уቃаз ւифиλ уጌуጷοቡ извеነθռущ ሕувуйէсл ныհенበ мօтոηοсту ባκዑцуքоቯու. Чаդизидрա а ըլըтрисаս щፊз υмէчаχθ ժጤሱа օмуቤохо паዉαծը አнтո ωтቬ трυврег ያጀዠգիሴ. Ιбоσеփебе еβዞдрሪгο τεδ дεфխлላкюቡ ቁрασуж ωշը զарсяբոс. Ժакօδፍжու պоժ ቲε ψዛηуሿխմխኢе սενиφι ξ. . Ana Sayfa İletişim EN Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu etkilemeye dayalı, düşünceleri değiştirmeye odaklanan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir. Şimdiki zamana odaklanır. Danışanın, terapiste başvurduğu dönemdeki sorunlarından yola çıkar, ancak temelde, kişinin geçmişte bir olay ya da yaşanan bir süreç nedeniyle geliştirdiği mantıksız düşünce, uyum sağlamayan duygu ve davranışlarını değiştirmesini hedefler. Çünkü kişinin bugünkü rahatsızlığı, bu düşünce, duygu ve davranışlarını sürdürmesinden kaynaklanmaktadır. Bu terapi danışana rahatsızlık veren bilişsel çarpıtmalar ve bu çarpıtmaları destekleyen davranışların tespit edilmesi ve bunların düzeltilmesini hedefler. Fakat bu terapinin amacı danışanın tüm bilişsel çarpıtmalarını değiştirmek değil, yalnızca sorun yaratanları düzeltmektir. Bu düşüncelerin gerçekçi bir şekilde yeniden değerlendirilip değiştirilmesi, duygularda ve davranışlarda düzelmelere yol açar. Daha kalıcı düzelmeler ise danışanın işlevsel olmayan temel inançlarının değiştirilmesine bağlıdır. Bilişsel Davranışçı Terapi özellikleri arasında birçok değişik öğe vardır. Bilişsel Davranışçı Terapi, düşüncelerimizin duygularımızı ve davranışlarımızı yönettiğini var sayar. Buna göre, duygularımızı ve düşüncelerimizi dış etkenler başka kişiler, olaylar vb değiştirmez. Bu düşünce şekli, şartlar ne olursa olsun duygularımızı ve davranışlarımızı kontrol edebilmemizi kolaylaştırır. Bu terapi, diğer bazı terapilere göre daha kısa sürer ortalama 16 seans gibi ve danışan ile ve terapistin ortak çabalarına dayalıdır. Her ikisinin de rolleri vardır. Bilişsel Davranışçı Terapi’de danışanın ev ödevlerini yerine getirmesi çok önemlidir. Ev ödevi, önemli duygular ve onlara bağlı olan duygularla ilgili günlük tutuma, olumsuz veya gerçek dışı alışkanlıkları saf dışı bırakma üzerine odaklanır. Bilişsel Davranışçı Terapi, günümüzde çok sayıda psikolojik sorunda başarı ile uygulanmaktadır. Korkular, panik atak, stres, ilişki problemleri, performans örneğin iş ya da sınav kaygısı, takıntılı davranış ya da düşünceler, yeme bozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler, Bilişsel Davranışçı Terapi’nin ilgi alanlarıdır. Zaman zaman bireylerle olduğu kadar gruplara da uygulanabilir. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Stratejik Aile Terapisi Hizmeti alabilirsiniz. Randevu almak için tıklayınız. Benzer İçerikler Gestalt Çift Terapisi Gestalt çift terapisinin esas aldığı şu anda tecrübe edilenlerdir. Diğer terapilerin aksine Gestalt çift terapisi, bilinmeyeni aramak yerine var olana... EMDR Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme EMDR- Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme- savaş stresi, taciz, doğal afetler veya... Dışavurumcu Sanat Terapisi Dışavurumcu Sanat Terapisi, hem teşhis koymaya yardımcı bir araç, aynı zamanda da bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilir. Bu terapi yaratıcılık ile ... Bilişsel Davranışçı Terapi Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu etkilemeye dayalı, düşünceleri değiştirmeye odaklanan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir.... Sitemiz performansını artırmak ve kullanıcı deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır ve bu web sitesini kullanmaya devam ederseniz, çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Kullandığımız çerezler hakkında daha fazla bilgi edinmek için çerez politikamız Kabul Et Bu sitede yer alan eserler 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu 14, 15, 16, 17 ve internet ortamında yayın yapma ile ilgili diğer maddeler kapsamında korunmaktadır. İnternet ortamında umuma arz tarihi; 17-04-2018, Eser Sahibi; Prof. Dr. Atilla Soykan, Doç. Dr. Psk. Çiğdem Soykan, Dr. Psk. Filiz Özekin Üncüer. Eser sahibinin yazılı izni olmadan bir kısmı veya tamamı çoğaltılamaz, yayınlanamaz, eğitim ve benzeri amaçlarla ve diğer amaçlarla kullanılamaz. Mevzuat için linkini inceleyebilirsiniz. Prof. Dr. Atilla Soykan, Dr. Psk. Filiz Özekin Üncüer; M+ Psikoterapi 05067644000 Davranışçı Teori ve Terapiler Davranışçı teoriler, insanın, yeme, ilgi-sıcaklık, gibi iyi hissettiren’ ve duygusal-fiziksel acıdan kaçınmasını sağlayan, kötü hissetmesini engelleyen’ yanıtları tercih ettiğini, bunların ortaya çıkma olasılığını yükselten davranışları tekrarlama eğiliminde olduğunu ileri sürer. Kişi, bir uyaranla karşılaştığında, bir yanıt verir; hem uyaran, hem de yanıt istenen sonuç açısından değerlendirilir ve öğrenme kurallarıyla, bu yanıtın sürdürülüp-sürdürülmeyeceğine karar verilir. Yani, öğrenme, insanı harekete geçiren iç ve dış uyaran ile ortaya çıkan yanıt-davranış arasında bağ kurma işlemidir; amaç, uyaran karşısında istendik yönde sonuç oluşma olasılığı yüksek yanıtın ne olduğunu öngörülmesidir. Ortodoks davranış terapi ekolleri düşünceyi de bir davranış olarak kabul eder. Klasik şartlanma; Normal şartlarda doğal olarak ortaya çıkan bir tepkinin, bu tepkiyle pek de ilişkisi olmayan, başka bir uyaranla da ortaya çıkmasına yol açan öğrenme şeklidir. Örneğin; Et köpekte salya salgısına neden olurken, et vermeden kısa bir süre önce zil çalınırsa, zamanla, zil sesinden sonra salya salgılama başlar-öğrenilir. Edimsel şartlanma; Uyarana karşı verilen tepki-yanıt sonrasında karşılaşılan sonuç, benzer uyaranlara karşı benzer tepkinin verilip-verilmeyeceğini belirler. Birey, tepkisi karşılığında ödül elde ediyorsa olumlu pekiştireç veya uyarandan kaynaklanan sıkıntı azalıyorsa-kaçınabiliyorsa olumsuz pekiştireç aynı tepkiyi vermeye devam etmeyi öğrenir. Birey, tepkisi karşılığında doğrudan ceza-kötü sonuç elde ediyorsa olumlu cezalandırma veya hoşuna giden bir uyararanı kaybediyorsa olumsuz cezalandırma aynı tepkiyi vermeyi bırakır. Sosyal öğrenme; Birey, kendi denemeden, başkasının deneyiminden, onu gözleyerek ve modelleyerek, öğrenir ve gözlediğini kendi yanıt-tepki biçimine ekler. Öğrenilen yanıt, diğer kişinin klasik ve edimsel şartlanma kurallarına göre geliştirdiği bir yanıttır. Psikolojik sorunlara yatkınlık oluşmasında, başlamasında, güçlenmesinde ve sürdürülmesinde her üç şartlanma türü de önemli rol oynar. Örneğin; panik bozukluğu olan bir kişide, fiziksel duyumlara karşı aşırı duyarlılık ve kaygı sosyal öğrenme ile aile fertlerinden; çay-kahve içtiğinde veya başka bir uyaranın hemen ardından panik atak geçirilmesi durumunda, panik atak ile bu uyaran arasında bağ kurulması klasik şartlanma; panik atak geçirme olasılığı olan bir eylemi yanında biri varken yaptığında atak gelmediğini gözler ve bu eylemi yanında biri varken yapma edimsel şartlanma ile açıklanabilir. Davranışçı Terapide Kullanılan Bazı Teknikler Davranışçı terapide öğrenme ilkeleri kullanılır; terapist yönlendirici ve aktiftir. Amaç, işlevsel davranışları güçlendirmek ve işlevsel olmayan davranışları azaltmak, ortadan kaldırmaktır. Pek çok öğrenme ilkesi bir arada kullanılır. Davranışçı terapi teknikleri diğer terapi yaklaşımlarında da sıklıkla kullanılır. Terapide olumlu-yararlı gelişimlerin pekiştirilmesi; Birey, terapi sırasında, kendisine yararlı olabilecek her hangi birşey yaptığında, bu pekiştirilir, üzerinde daha uzun konuşulur. Örneğin, amaca uygun yeni bir tepki-tutum-beceri denediğinde, ödevini yaptığında desteklenir; tersi durumlar çok uzun süre gündemlenmez. Uyaran kontrolü; Uyaran ve dolayısıyla her tür tepki ortadan kaldırılır; birey, zamanla, oluşmuş şartlanmalarını kıran yeni öğrenmeler geliştirir. Örneğin; uyku bozukluğu olan bir bireyden, sadece çok uykusu geldiğinde yatağa gitmesi ve 5 dk içinde uyuyamaz ise kalkması istenebilir. Obezite probleminde ise, eve giren besininin tüketileceği varsayımıyla, yüksek kalorili besinlerin alışveriş listesinden çıkartılması-eve sokulmaması önerilebilir. Sönme extinction; Uyarana verilen yanıt artık pekiştireç özelliği göstermiyorsa, yani, olumlu sonuç elde edilemiyor veya uyaranın oluşturduğu sıkıntı azalmıyor, kaçınma gerçekleşmiyorsa, bu yanıt-davranış sönme eğilimi gösterir. Uyarana verilen yanıtın çeşitlendirilmesi, örneğin, biri konuştuğunda bazen ses tonuna, bazen söylediklerinin içeriğine göre yanıt oluşturulursa, orijinal şartlanmanın zayıfladığı, sönebildiği gözlenmektedir. Olumlu davranışın genellenmesi; Bir uyarana amaca daha uygun farklı bir yanıt verme biçimi geliştirilirse, yeni yanıt, benzer uyaranlara karşı, artık, daha kolay gelişir. Sistematik duyarsızlaştırma; Hemen hemen tüm terapiler bir şekilde duyarsızlaşmaya neden olurlar. Bireye progresif kas gevşetme, hipnotik relaksasyon gibi güçlü gevşeme teknikleri ile kaygı-korku duygusunu kontrol etme becerisi öğretilir. Kaygı oluşturan durumların en güçlüden en hafife doğru sıralandığı bir listesi çıkartılır. Kişi en hafif kaygı yaratan durumla, önce hipnotik yöntemlerle zihinde yüzleştirilir ve gevşeme teknikleri uygulanarak kaygısı azaltılır. Daha sonra bu yüzleşme-uyaran varlığında gevşeme becerisi, yine en hafif şeklinden başlanarak, gerçek hayattaki korkulan duruma aktarılır. Yüzleşme; Kişi en şiddetli kaygı yaratan durumla, önce hipnotik yöntemlerle zihinde, daha sonra da günlük hayatta yüzleştirilir. Bir kaç yüzleşme sonrasında uyaranın oluşturduğu kaygı azalmaya başlar; 7-15 yüzleşmede sönme ortaya çıkar. Yüzleşme tekniğinin etkili olabilmesi için, yüzleşme, kaygı çok düşene kadar, hatta birey yüzleşmeden sıkılana kadar, sürdürülmelidir Davranışçı terapide burada bahsedilmeyen başka teknikler de kullanılmaktadır. Pek çok çalışma, hangi terapi tekniği kullanılırsa kullanılsın, davranışlarda değişim oluşmasının, hem belirtilerin kontrolünde hem de hastalık tekrarının önlenmesinde çok önemli rolü olduğunu göstermektedir. Bilişsel Teori ve Terapiler Bilişsel terapiler, problemlerin oluşumunda, dış etmenlere öncelik veren davranışçı terapinin aksine, kişinin kendisi, diğerleri ve dünya-gelecek hakkında gerçekçi olmayan düşünce-yorumlarının etkili olduğunu ileri sürer. Terapist, hastasının kendi algısı ve düşüncelerini inceleyerek, yeni ve daha gerçekçi yorumlar oluşturmasına yardım eder. Çoğu bilişsel terapide ortak olan kavramlar otomatik/alternatif düşünce-iç konuşma, işlevsel olmayan şema ve temel inançlar, ve veri analizi-düşünce hataları kavramlarıdır. Genel Hatlarıyla Bilişsel Teori Erken Dönem-Çocukluk Yaşantıları Arkadaşlar tarafından aşağılanmak, dışlanmak şiddet görmek Durum/Olay Temel İnanç Karşılaşılan durumlar tehlikeli Diğerleri beni incitebilir Diğerlerinin sözleri/bakışları Dünya tehlikeli bir yerdir eleştirel ve tehditkar algılanır Ben işe yaramaz ve değersiz biriyim Diğerlerini sürekli memnun etmeliyim ki beni sevsinler ve incitmesinler Davranış Pasif, diğerlerinin isteklerine göre davranmak, Konuşmaktan, göz temasından kaçınmak, Duygu Kaygılı, depresif, düşük öz-güven Otomatik Düşünce “İncinebilirim”; “Bu tehlikeli bir durum” “Zarar göreceğim”; “İşe yaramaz ve aptalım” “Kimse beni sevmiyor” Otomatik düşünceler; Düşünceler, etrafımızda olup bitenleri yorumlayıp değerlendirmemize ve karşılaştığınız durumları anlamamıza yardımcı olan ve bir uyaran-olay-durumla karşılaştığımızda, otomatik olarak ortaya çıkan, kendi bakış açımıza göre yaptığımız yorumlardır. Yani, ürettiğimiz düşünceler bir gerçekliği ifade etmezler; karşılaştığımız durum hakkındaki bizim yorumlarımızdır; gerçekçi olabilirler , kısmen gerçekçi olabilirler veya gerçekçi değillerdir. İnsanlarda, ilginç bir şekilde, kendi düşüncelerini gerçekçi kabul etme, inanma eğilimi vardır. Oysa, her zaman gerçekçi yorum yapamayabiliriz !! Yaşadığınız ya da fark ettiğiniz bir durum düşüncelerinizi tetiklerken; düşüncelerle birlikte duyguları, kalıplaşmış davranışsal ve fiziksel tepkileri de tetikler. DÜŞÜNCE DUYGU Her şey çok umutsuz, kimse beni sevmiyor, değersizim, başarısızım, hiç bir şey değişmeyecek Depresif, Çökkün Tehlikedeyim, bu durumla baş edemeyeceğim Kaygı, Korku Bu durumu hak etmiyorum, buna daha fazla dayanamayacağım Öfke, Engellenmişlik Olumsuz Otomatik Düşüncelerin Özellikleri; Bir kaç anahtar kelime, görüntü, fiziksel hissiyat, herhangi bir anı, hayal edilen bir ses şeklinde olabilirler. Refleks gibi ortaya çıkarlar, otomatiktirler. Olaydan sonra hemen zihninizin içinde beliriverirler. Mantık süzgecinden geçirilerek oluşturulmamışlardır. Gerçekçi olmadıklarında bile gerçekçi, mantıklı, doğru’ gibi görünürler, inandırıcıdırlar, değişime ve sorgulanmaya dirençlidirler. Size aittirler, sizin geçmişinizi, temel inançlarınızı yansıtırlar. Bir kişinin çoğunlukla aynı kelimelerle olmasa da aynı temalarda otomatik düşünceleri vardır. Örn; değersiz biri olduğu; başarısız biri olduğu, çözüm üretemeyeceği, çaresiz-dayanıksız olduğu, gibi temalar sıktır. Sürekli tekrarlarlar; her tekrarda daha inandırıcı gelirler; inandığınız oranda hissettiğiniz duygunun şiddeti artar; duygu şiddeti artıkça değiştirilmeleri zorlaşır. Otomatik düşünceleri çağıramazsınız veya geri gönderemezsiniz; öte yandan, gerçekçiliklerini sorgulayabilirsiniz. Otomatik düşünceler ve Alternatif Düşünceler; Alternatif düşünce, o olay/durum ile ilgili olarak aklımıza başka hangi düşünceler gelebilirdi ?’, sorusunun karşılığında ortaya çıkan, yeni düşünce-fikir-yorumlardır. İlk başlarda genellikle inandırıcı gelmezler; ancak, kişi. SAVUNMA AVUKATI gibi, ısrarla bu yeni fikirleri savunmaya devam eder ve bu yeni fikirlerden biri daha gerçekçi ise inandırıcı gelmeye başlayabilir. OTOMATİK D1 VE ALTERNATİF DÜŞÜNCE D2, D3.. / İnanma derecesi DUYGU / Şiddeti - Davranış D1= Adam hasta ruhlu herhalde.. Köpeğe eziyet ediyor % 70 Öfke % 95, Korna çalma D2= Köpek başka köpeklerle kavga etmesin diye çekiyor % 40 Merak % 50, Tepki vermem D3= Adam ya köpeğe eziyet ediyor ya da benim görmediğim bir nedenle köpeği ordan hızlıca götürmek istiyor % 90 Biraz öfke ve merak % 30, Bişey yapmam Olumsuz Otomatik Düşüncelere karşı Alternatif Düşünce Oluşturma Taktikleri; Düşüncem bir gerçeği mi yoksa sadece aklıma o anda ilk gelen bir fikri mi yansıtıyor? Duruma farklı bir açıdan bakabilir miyim? Bir arkadaşım olsa o nasıl tepki verirdi? Arkadaşıma sorsam bu durumla ilgili ne söylerdi? Duruma nasıl bir anlam yüklerdi? değer verdiğiniz birini aynı durumu yaşarken hayal etmek faydalı olacaktır Bir başkası aynı durumda olsa ona nasıl bir tavsiye verirdim? Bu durumun şu an bu şekilde yorumluyorum; farklı bir zamanda ve farklı bir ruh halinde olsam, aynı mı yorumlardım? Bu durumun benim için anlamı ne/Duruma bir anlam yüklediğim için bu düşünce geldi? Dışardan bir gözlemci olarak olaya baksaydım olay nasıl görülürdü? Olayın anlamı o zaman ne olurdu? Bu düşüncenin doğru olduğunu destekleyen kanıtlarım neler? Bu düşüncenin doğru olmadığını gösteren kanıtlarım neler?kısmen ya da tamamen Daha gerçekçi/dengeli bakış açısı ne olurdu ? Otomatik düşünceyi savunan zihin kısmımızı SAVCI kabul edersek, düşüncenin tersini söyeleyen kısmı AVUKAT, tüm verileri değerlendiren kısmı ise HAKİM gibi düşünebiliriz. Hem bilişsel hem de davranışçı terapi ve teknikleri diğer terapilerle birlikte kullanılmaya uygun yaklaşımlardır. Son kuşak terapilerden olan Bilişsel Davranışçı Hipnoterapi bu tür bir entegrasyonun sonunda ortaya çıkmıştır. Panik atak nedir? ​ Herkes kaygılı, endişeli, gergin, korkmuş, sinirli veya paniklemiş hissetmenin neye benzediğini deneyimlerinden bilir. Panik atak kısaca tanımlanırsa; birden ortaya çıkan, şimşek çakması gibi beklenmedik bir şekilde ve zamanda sizi dehşete düşüren ataklardır. Yapılan araştırmalara göre her 100 insandan ortalama 22’si hayatlarında en az bir kez panik atak yaşamaktadır. Psikiyatrik bir rahatsızlık olarak tanımlanması için bu atakların tekrar etmesi gerekmektedir. Bu ataklar sırasında başınız döner, kalbiniz hızla çarpar ve parmaklarınız uyuşur. Panik durumunda kendinize ölmek, boğulmak, bayılmak, kontrolü kaybetmek ya da çıldırmak üzere olduğunuz olduğunuz gibi şeyler söylersiniz. ​ ​ Belirtileri nelerdir? Göğüs ağrısı veya da sıkışması, Kalp çarpıntısı, Terleme hissi, Boğulma hissi, nefesin kesilmesi, Halsizlik, baş dönmesi, düşecek gibi ya da bayılacak gibi hissetme, Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma, Vücutta uyuşma ya da karıncalanma hissi, Ürperme ya da ateş basması, Mide bulantısı ve karın ağrısı, Sarsılma ve titreme, Tuhaf ve farklı hissetme, Kontrol kaybı ya da çıldırma korkusu,​ Ölüm korkusu.​ Yukarıdaki belirtilerden 4 ve daha fazlası bulunuyorsa bir panik atak teşhisi konulabilir. 4’ten az belirti görülüyorsa “Kısıtlı Panik Atak” olarak tanımlanır. Panik atak aslında kas yapmış kaygı atağıdır. Kişilerin geneli varolan kaygılarda bedensel belirtilerin farkına varmazlar. Baykız vd 2005. Nasıl teşhis edilir? ​ Birçok ruhsal ve bedensel rahatsızlıkta panik atakta olduğu gibi şikayetler yaşarlar. Bu sebeple bu belirtileri yaşayan bireyler önemli bir hastalığın olmadığından emin olunması sebebiyle bir branş doktoruna uzman bir dahiliye doktoru, kardiyoloji uzmanı, göğüs hastalıkları uzmanı veya nöroloji uzmanına gitmelidir. Bir dahili hastalık yoksa muhakkak psikiyatri doktoruna gitmelidir. Panik atak aslında sadece bir belirtidir. Panik atakla; Panik Bozukluk, Depresyon, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Sosyal Anksiyete Bozukluğu gibi hastalıklarda beraberinde görülebilir. Tanı konulmuş panik atak tehlikeli değildir fakat korkutucu olabilir. ​​​ İnsanlar neden Atak geçirirler? ​ Stresli yaşam olayları anksiyete atağını tetikler. Hastalar genel olarak kısa bir süre önce olumsuz bir olay örneğin bir yakının kaybı, ailevi çatışmalar, çevre ya da iş değişikliği yaşamıştır. Hatta kendi duygularını bastırmış güçlü görünen bireylerde ataklar genellikle olaylar normale döndüğü ve rahatlamaya başladıkları bir anda olabilir. Bazı hastalarda da bedensel bir hastalık anında Epilepsi, kalp krizi, pulmoner emboli veya hipertiroidi vb. gibi hastalık yaşanan bedensel belirtiler anlamında dikkat artması söz konusudur. Korkunun neden olduğu aniden duyulan bir ses, kuduz köpek, doğa olayları gibi korkuya sebebiyet verebilecek uyaranların sonunda beynimizdeki otonom sinir sistemi aktifleşip kortizel ve adrenalin salgısını tetikler. İşte bu hormonlar saniyeler içerisinde kalp ve solunum hızını, kan basıncını arttırır ve de korkuya sebep olan uyaranlardan kaçmak, uyarana karşı savaşmak için vücudumuzu aktif hale getirir. Aksiyon için düşünmeye zaman yoktur, hayatta kalmak için saniyeler bile çok önemlidir. Kaçmalısın ya da savaşmalısın tepkisi tetiklenince beynimiz olayı hemen değerlendirir, uyaranın gerçek tehdit olduğundan emin olur, gerçekse devam etme isteğini analiz eder. Eğer tehdit gerçek değilse ya da artık sürmüyorsa hormonal aktivasyon yani beyin bu işlemi sonlandırır. Panik bozuklukta tehlikenin gerçekçi analiz yeteneği bozulmuştur. Bireyin panik atak esnasında kriz, çıldırma, bayılma gibi sonuçların olacağından emindir. Yaşadığı panik ataktan sonra ölmediğini anlayınca da o korkunç hissi tekrar yaşama korkusu ile her an yaşayacak gibi tetikte bekler. Beklenti anksiyetesi beyin için tehlikenin çok yakında algısına denir. O nedenle de kaç ya da savaş reaksiyonunu sık kullanılanlar arasında kalır. İşte bu sebeple panik atak için her insanda var olan uyaran sisteminin doğru çalışmaması ve uyaran eşiğinin düşük olması denilir. Kaç ya da savaş reaksiyonunda olduğu gibi panik atakta da şiddetli korku ve ölüm tehdidi hissedilir. Atak sırasında bu reaksiyonunda olduğu gibi vücudumuz aktif hale gelir. Fakat bu sırada bu korkuya sebep olabilecek göz ile görülen bir tehdit yoksa, beyin kaçmayı emretse de modern dünyanın kaçması ve ya da savaşması için vücuda koşma emrini vermez. Fakat panik atak geçiren bireyin vücudu tam olarak koşar gibi belirtiler verir. Nasıl tedavi edilir? PSK Klinik olarak bireysel değerlendirme neticesinde kliniğimizde alanında uzman ekip tarafından uygulanan Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR, Hipnoterapi, Nefes Terapisi gibi çeşitli terapi yöntemleri arasından danışanımıza en uygun yöntem belirlenerek uygulanır. EMDR ile panik atakların kökenini oluşturan geçmiş olumsuz anılar ve panik atak zamanlarından ortaya çıkan olumsuz görüntüler; anı ağları yoluyla hatırlanarak beynin çift yönlü uyarımı ile yeniden işlenir. Bu işleme sırasında olumsuz yaşantıların kişide oluşturduğu panik duygusu da süreç içerisinde azaltarak panik atak nöbetlerinin ortadan kalkmasında yarar sağlar. Psikoterapi süreçleri ile desteklenerek yürütülen EMDR terapisinde çok kısa zamanda kesin çözümler alınabilmektedir. Hipnoterapi, yapılan araştırmalara göre stres, korku ve endişeyi azaltmada yardımcı olduğunu gösteriyor. Panik atak belirtilerini düzeltmeye yardımcı olmak için de son zamanlarda hipnoz yaygın olarak kullanılan bir terapi yöntemidir. Hipnoz altındayken hipnoterapinin sağladığı pek çok yöntemle panik atağı olan kişiler yaşadıkları büyük korkuların nedenlerini anlama ve onlarla başa çıkma becerilerini geliştirme imkanını elde ederler. Bilişsel davranışçı terapinin, panik bozukluğu tedavisinde etkisi kapsamlıdır. Bu etkililik bir çok araştırmada desteklenmiştir. Psikoterapide dikkat odağı bedenden çevreye yönlendirilmesi, zihinsel düzeyde doğru olmayan tehlike inançları üzerinde çalışılarak yeniden yapılandırma sağlanır. Kişinin kendisini kısıtlayan kaçınma ve güvenlik davranışlarını değiştirmesine destek olunur. Nefes Terapisi, panik atak tedavisinde çok önemlidir. Çünkü hızlı ve yüzeysel solunum panik atağın başlamasına sebep olabildiği gibi, panik atağın durdurulmasını sağlar. Yapılan araştırmalarda panik bozukluğu problemi yaşayan bireylerin diğer bireylere göre daha hızlı solunum yaptıkları ve göğüs solunumlarının daha yüzeysel olduğu görülmüştür. Panik atak tedavisinde karın solunumu en etkili yöntemlerdendir. Yararlanılan Kaynaklar Çınar C, Baykız Doğan İ Gülsün M 2005. Organik Etyolojiye Bağlı Panik Bozukluğu Olgu Sunumu, Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi; 183157-163 Dr. David D. Burns – Bilişsel ve Davranışçı Terapiler Serisi 14. Panik Atakta Kitabı 19-20-132 İçindekiler Panik Atak Nedir? Panik Atak Esnasında Ne Olur? Panik Atak Neden Olur? Panik Atak Belirtileri Nelerdir? Panik Atak Nasıl Geçer? Panik Atak Anında Ne Yapılmalıdır? Panik Atak Tanı Yöntemleri Nelerdir? Panik Atak Tedavisi Nasıl Yapılır? Panik Atak Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Panik Atak Nedir? Beklenmedik bir durumda ortaya çıkan panik atak, kişide yoğun kaygı ve panik hali yaratan ruhsal bir bozukluktur. Ayrıca hayat kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen ve tedavi edilmediği sürece devam eden bir psikolojik/psikiyatrik hastalıktır. Çoğu insan hayatının belli dönemlerinde endişe ve panik hissi yaşayabilir. Zira bu his, stresli ya da gergin durumlara karşı verilen doğal bir tepkidir. Panik atak bozukluğundan muzdarip bireylerde stres, endişe, anksiyete ve panik gibi duygular düzenli olarak kendini gösterir. Üstelik bazen bunların belirgin bir sebebi dahi olmaz. Diğer yandan panik bozukluğu da panik atak ile ilişkili bir diğer ruhsal rahatsızlıktır. Aniden ortaya çıkan panik atakları, bu atakların beraberinde getirdiği kaygı ve panik atak esnasında kendini gösteren semptomlardan ötürü bireyler ciddi sıkıntılar yaşayabilir. Zira bu kişiler, hayatın doğal akışına uyum sağlamakta güçlük çekerler. Panik Atak Esnasında Ne Olur? Alarm merkezinin savunma tedbirleri ve adrenalin artışı ile nefes alış veriş düzensizleşir. Nefesin hızlı alınıp verilmesi ya da nefesin uzun süre tutulmuş olması, nefes alış veriş düzenini olumsuz etkiler. Bu durumda kandaki karbondioksit ve oksijen dengesi bozulur. Düzensiz alınan nefes sonucu, vücuda ihtiyaç fazlası olarak alınan oksijen, geçici olarak vücudun dengesini bozmaktadır. Vücutta yaşanan bu dengesizlik kendini kalp çarpıntısı, karıncalanma, göğüste hissedilen ağrı gibi etkiler ile gösterir. Belirtilen bu durumların, kötü bir olayı, bir felaketi Örneğin ''kalp krizi geçiriyorum'', ''şimdi bayılacağım'', ''kontrolümü kaybediyorum'' gibi akla ilk gelen düşünceler getireceğini düşünen kişi; korkar ve buna bağlı olarak nefesinde düzensizleşme yaşar. Bu durum kaçınılmaz olarak atağın gerçekleşmesini sağlar. Ortada belirli bir sebep yokken tetikleyici bir etken atak yaşayan kişi, durumu anlamlandıramayarak dikkatini bedenine yöneltir. Nefesin hızlı ve kesik kesik alımı, durumun doğal bir sonucu olduğundan, kişi nefes düzensizliği fark etmeyerek panik atağı tetiklemiş olur. Atak anında, kişi yaşadığı bu durumdan korkar ve kaçmaya çalışır. Yaşadığı bu korkunç anda yardım aramayı örneğin bir hastaneye gitmeyi dener. Atak yaşayan kişi, yaşanan bu olayın tekrar etmesinden korkar. Kişi, kendini bu anlara sürükleyecek durumlardan uzak durmaya başlayabilir; yardım alamayacağını düşündüğü yerlere gitmemeye başlayabilir. Panik ataklarıyla başa çıkabilmek ya da belirtilerinden kaçabilmek için davranış değişiklikleri yaşar. Kendince, hayat kalitelerini düşüren birtakım önlemler alır. Panik Atak Neden Olur? Panik atak nedenleri, ne yazık ki henüz kesin olarak belirlenememiştir. Lakin bu durumun ortaya çıkmasında önemli rol oynayan bazı durumlar vardır. Bilhassa beyindeki nörotransmiter dengesizliği, yas gibi travmatik ve aşırı stresli bir süreç ya da benzeri faktörlerle panik atağın bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Panik Atak Belirtileri Nelerdir? Panik atak belirtileri, düzensiz alınan nefes alış verişi ile birlikte, vücuda ihtiyaç fazlası olarak alınan oksijen sonucu aşağıdaki belirtileri de beraberinde getirir; Çarpıntı, kalp atışında hızlanma Terleme ve ateş, Terlemenin aksine üşüme ve ürperme hissi, Titreme, Nefes almakta zorlanma Göğüs kafesinde sıkışma hissi, Karında yaşanan ağrı, Bulantı hissi, Baş dönmesi, Kontrolü kaybetme korkusu, Ölüm korkusu, Vücutta ya da vücudun belirli yerlerinde karıncalanma hissi. Yukarıda belirtilen durumlara ek olarak; Atakların tekrar etmesine yönelik sürekli endişe, Atak sonrası yaşayabileceği şeylerden korkmak ölüm, kalp krizi geçirme gibi, Ataklardan korunmak için davranışlarını ve gittiği yerleri değiştirme gibi durumlar da panik atak belirtisidir. Panik Atak Nasıl Geçer? Panik Atak Anında Uygulanabilecek Teknikler Panik atak anında yapabileceğiniz bazı şeyler vardır. Bunları şu başlıklar altında inceleyebiliriz Nefes Egzersizleri Panik atak nefes teknikleri son derece önemlidir. Karnınızı bir balon gibi düşünün. Sanki bir balonu şişiriyormuşçasına yavaşça nefes alın. Yaklaşık 4 saniye nefesinizi tutun, ardından vücudunuzu inen bir balon gibi düşünerek yaklaşık 8 saniye nefes verin. Bu döngüyü en az 3 kez tekrarlamalısınız. Şayet bunu yapma imkânınız bulunmuyorsa; Minik minik üç kesik nefes alıp nefesi boşaltın, Bir kese kâğıdı veya minik bir poşeti, ağzınızın ve burnunuzun içinde olacağı şekilde yerleştirerek nefes alın, Derin nefes almayın. Vücut Duruşu Bedeninizi sıkmayın Ellerinizi kasmayın veya kilitlemeyin, gözlerinizi kapatmamaya çalışın. Vücudunuzu rahat bir konuma getirin. Mümkün olduğu kadar göğüs kafesinizin açık olduğu bir pozisyonda durmaya çalışın. Nabız ölçmeyin. Zira hızlı bir şekilde nefes alırken nabzın yükselmesi sağlıklı ve normal bir durumdur. Kendinizi rahatlatacak bir şeylerle oyalanmayın. Durumla baş etme sebebinin kaçmak/oyalanmak değil kendisi olduğunu fark etmelisiniz. Panik atak anında neler yapılması gerektiğini artık biliyorsunuz. Eğer benzer durumlar içeren anksiyete ataklarına dair de bilgi sahibi olmak isterseniz ’Anksiyete Atağını Başladığı Anda Bitirmenin 10 Yolu’’ yazımızı okuyabilirsiniz. Panik atak çoğu zaman, sadece psikoterapiyle tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak kişinin bunu kendi kendine yapması; anlaşılması ve baş edilmesi gereken düşünceler ve diğer durumlardan dolayı zor olabilir. Bu aşamada, bir psikoterapi uzmanına başvurmanız son derece faydalı olacaktır. Panik Atak Anında Ne Yapılmalıdır? Bunun için dikkate alınması gereken bazı hususlar vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz Atak ile savaşmayın. Olduğunuz yerde kalın. Odak noktanız pozitif, huzur dolu ve dinlendirici yerler olsun. Kendinize bu atağın geçeceğini hatırlatın. Bu tavsiyelerin dikkate alınması önemlidir. Bu konuda aklında ’panik atak krizi anında ne yapmalıyız?’’ tarzı soru işareti oluşan kişiler, panik atak yaşayanların anlattıkları üzerine yazılan ’Panik Atak ile Nasıl Savaşabiliriz?’ başlıklı yazımızı okuyabilirler. Panik Atak Tanı Yöntemleri Nelerdir? Panik atak tanısı, sadece uzman bir psikolog kontrolü sonucu konulabilir. İlk olarak bireyin tıbbi geçmişi alınır. Ve gerekli fiziki muayeneler de bu aşamada yapılır. Kesin teşhis için panik atak testi ne yazık ki mevcut değildir. Ancak hekimler, hasta şikâyetlerinin altta yatan bir hastalık sebebinden mi yoksa panik ataktan mı kaynaklandığını anlayabilmek adına bazı testler isteyebilir. Bilhassa atakların sıklığı, baş dönmesi, uyuşma, nefes darlığı ya da terleme gibi durumlara maruz kalıp kalmadığınız tanı sürecinde çok önemlidir. Diğer yandan teşhisin kesinliğe kavuşması adına, doktorunuz EKG de isteyebilir. Böylelikle çarpıntıların farklı bir kalp hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığı anlaşılır. Daha sonrasında ise tiroit hormonları düzeyini ölçmek ve hormonal dengesizliğin var olup olmadığını anlayabilmek için bazı kan testleri de istenebilir. Panik Atak Tedavisi Nasıl Yapılır? Şayet panik bozukluğu yahut panik belirtileri yaşıyorsanız, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanızda fayda vardır. Bu süreçte atakların hangi sıklıkta kendini gösterdiği ortaya çıkacaktır. Tekrarlayan panik ataklarda ise panik bozukluğu tanısı konulabilmektedir. Başta bilişsel davranışçı terapi olmak üzere; psikoterapi ve/veya ilaç tedavisi panik atağı tamamen tedavi edebilmektedir. Alanında çalışan bir uzmanın seçimi, psikoterapinin verimliliği açısından yararlı olacaktır. Bilişsel davranışçı terapiyle panik atak tedavisinde; nefes ve bedensel tepkilerle kaygıya sebep olan düşünceler arasındaki ilişki ve kısır döngü kişiye fark ettirilir. Aynı zamanda bu durumla nasıl başa çıkacağı öğretilir. Panik atağın üstesinden geleceğiniz bu tedavi süreci hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için, ’Panik Atağı Nasıl Yendim?’’ başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz. Panik Atak İlaçları Tedavi sürecinde hekim tarafından reçeteli ilaçlara da başvurulabilir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri ve antidepresanlar gibi ilaçlar bu dönemde hastaya verilebilmektedir. Antidepresanlar 2-4 hafta arası bir zamanda etkilerini göstermeye başlar. Sekizinci haftadan itibaren ise tam etkisini gösterir. Görüldüğü gibi panik bozukluğu tedavisi için çeşitli yöntemler vardır. Zira panik bozukluğu, tam iyileşme sağlanabilen bir durumdur. Bir uzmandan yardım alınmadığı takdirde, panik bozukluğu yükselebilir. Hatta baş etmesi güç bir hale gelebilir. Bununla beraber, agorafobi gibi zihinsel sağlık durumlarının ortaya çıkma riskini artırabilir. Bu nedenle, vakit kaybetmeden bir uzmandan destek alınmalıdır. Alanında uzman kadrosuyla Psikolog Ofisi, bütün psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi, panik atağın üstesinden gelebilmeniz için de yanınızdadır. Psikolojik destek süreçlerini en modern yaklaşımla ele alan Psikolog Ofisi, en hızlı ve en doğru çözümleri sunar. Bu sayede, nerede olursanız olun, sadece 1 dakika içerisinde dilediğiniz psikologdan online terapi alabilirsiniz. Siz de Türkiye'nin ilk ve en büyük online terapi platformu Psikolog Ofisi ile rahatsızlıkların üstesinden gelebilir, sağlıklı ve mutlu olduğunuz günlere tekrardan kavuşabilirsiniz. Panik Atak Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Panik Atak Krizi Nasıl Olur? Panik atak krizi beklenmedik bir anda ortaya çıkar. Bu kriz, yoğun bir sıkıntı ve korku nöbeti olarak özetlenebilir. Birden başlar ve giderek şiddetli hale gelir. 10 dakika içinde şiddet bakımından en yoğun seviyeye ulaşır. Ve genellikle 10-30 dakika devam edip kendiliğinden biter. Panik Atağı Ne Tetikler? Genellikle sigara ve panik atak birbiriyle bağdaştırılır. Ancak sigaranın yanında birçok tetikleyici faktör vardır. Uyuşturucu kullanımı, kafein ve alkol bunlar arasında sayılabilir. Ayrıca sakinleştirici etkisi olan bir ilacı birden kesmek de panik atağı tetikleyebilir. Panik Atak Başlangıcı Nasıl Olur? Çoğunlukla ilk belirtiler; göğüste sıkışma, çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes alamama ve terlemedir. Hatta titreme, üşüme, baş dönmesi veya karın ağrısı da başlangıç aşamasında kendini gösterebilir. Panik Atak Nöbetleri Günde Kaç Kez Olur? Söz konusu nöbetler her gün de olabilir, haftada bir de. Hatta üst üste belli bir süre olduktan sonra uzun bir süre olmayabilir. Dolayısıyla bu konuda net bir şey söylemek doğru değildir. Panik Atak İlerlerse Ne Olur? Tedavisi ihmal edilen panik nöbetleri depresyon, hastalık hastası olma, yalnız kalamama ve alkolizm gibi sorunlara zemin hazırlayabilir. Kişinin çevresiyle olan ilişkisi zarar görebilir. Kısacası, kişinin hayat kalitesini ciddi seviyede düşüren birçok durum meydana gelebilir. Dolayısıyla bu rahatsızlığın ilerlemesine izin verilmemelidir. Panik Atak Sonrası Neler Yaşanır? Fiziksel yansımalara neden olabilir. Bunlar arasında midenin çalışma hızında yavaşlama, hava açlığı, bağırsakların çalışmasında hızlanma ve kaslarda gerilme görülebilir. Ayrıca panik atak sonrası tansiyonda hızlı yükselme ve düşmeler, ağız kuruluğu, taşikardi, idrar yapma isteği, baş dönmesi, yanma ve karıncalanma da yine yaşanabilecek durumlar arasındadır. Panik Atak En Çok Kimlerde Görülür? Bugüne kadar yapılan araştırmalar, bu rahatsızlığın en çok mükemmeliyetçi ve kuralcı insanlarda görüldüğünü ortaya koymuştur. Panik Atak Kaç Yaşında Olur? Toplumun yaklaşık olarak %3’lük diliminde görülen panik bozukluk, genel olarak 20 ila 35 yaş arasında başlamaktadır. Gece Panik Atak Nasıl Geçer? Nokturnal panik bozukluk denen bu durum, gece panik atak belirtileri konusunda bir numaralı sebeptir. Bu durumun çözümü için genellikle antidepresanlar ve kaygı giderici ilaçlar tavsiye edilir. Ayrıca psikoterapi desteğiyle de tedaviden verim almak mümkündür. Son olarak, uygun nefes alma teknikleri ve gevşeme egzersizleri de bu süreçte yardım eden diğer faktörlerdir. Panik Atak Tehlikeli midir? Korku nöbeti olarak tanımlanan bu rahatsızlık, ciddi sıkıntılara zemin hazırlayabilir. Bu sebeple, vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir. Panik Atak İlaçları Ne Zaman Etki Eder? Antidepresanlar bu tedavi sürecinde kullanılan temel ilaçlardır. Bu ilaçların etkisi 15. günden sonra görülür. Tam tesir etmesi için ise 2 ay kadar kullanmak gerekmektedir. Tarih Yazar

bilişsel davranışçı terapi panik atak