. Sigorta öncesi doğum borçlanması ile erken emeklilik - 0737 Güncelleme - 1040 Kadın sigortalılar doğum borçlanmasını, sadece sigortalı çalışmaya başladıktan sonra doğan çocukları için yapabiliyorlar. Erkek sigortalıların ise sigortalı çalışmaya başlamadan önceki ve sonraki askerlik süreleri için borçlanma hakkı bulunuyor. Kadın ve erkek çalışanlar arasındaki bu ayrımın ortadan kaldırılması için harekete geçildi. Kadınlara, sigortalı bir işte çalışmaya başlamadan önce doğan çocukları için doğum borçlanması hakkı verilmesine yönelik nihayet adım atılıyor. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberi 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle 2008 yılından itibaren kadın çalışanlara doğum borçlanması hakkı sağlandı. İlk başta 4/1-a SSK ve 4/1-b BAĞ-KUR statüsünde çalışan kadınlara 2 çocuk için tanınan doğum borçlanması hakkının kapsamı daha sonra genişletildi. 4/1-c Emekli Sandığı statüsünde çalışan kadınlar da kapsama alındı ve doğum borçlanması yapılabilecek çocuk sayısı 3’e çıkartıldı. Mevcut kanuna göre, doğum borçlanması, sigortalı çalışmaya başladıktan sonra doğan çocuğun yaşaması koşulu ile doğumdan sonra boşta geçen sürelerin iki yıla kadar kısmı için yapılabiliyor. Boşta geçen süreden kasıt, kadın sigortalının doğum izni, ücretsiz izin veya çalışmayı bırakma gibi sebepler ile doğum sonrası herhangi bir işte çalışmaması, sigorta primlerinin ödenmemesidir. Sigortalı çalışmaya başlamadan önce doğan çocuklar ile ilgili tek istisna, staj sigortası ile normal sigorta arasındaki sürede doğum yapan kadınlara uygulanıyor. Öğrenciliğinde staj dolayısıyla kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olan kadınlar, uzun vadeli sigorta kollarına tabi çalışmaya başlayıncaya kadar doğan çocukları için doğum borçlanması yapabiliyorlar. Kadın çalışanlar, doğum borçlanması hakkı getirildiğinden beri sigortalı çalışmaya başlamadan önce doğan çocukları için de borçlanma hakkı verilmesini istiyorlar. Gerekçe olarak da askerlik borçlanmasını gösteriyorlar. Erkek çalışanlar, sigortalı çalışmaya başlamadan önceki askerlik süreleri için de borçlanma yapabiliyorlar. ASKERLİK BORÇLANMASI İLE EŞİTLİK SAĞLANACAK AK Parti’li milletvekilleri, yüz binlerce kadının beklediği sigorta öncesi doğum borçlanması konusundaki talepleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e ilettiler. Bilgin de bu konuda yasal düzenleme yapılacağını ifade etti. 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı Sosyal Güvenlik Sisteminin Sürdürülebilirliği Özel İhtisas Komisyonu raporunda da sigorta öncesi doğan çocuklar için doğum borçlanması önerilerek, bunun kadınların sosyal güvenlik sistemine girişlerini özendireceği vurgulandı. ERKEN EMEKLİLİK SAĞLAYACAK Staj sigortasına dayanarak yapılanlar dışındaki doğum borçlanmaları sadece eksik prim günlerini tamamlamaya imkân sağlıyor. Yaşı doldurduğu halde prim günü eksiği olanların emeklilik tarihlerinin gecikmesini önlüyor. Sigorta öncesi doğan çocuklar için doğum borçlanması hakkı geldiğinde ise sigorta başlangıç tarihi, borçlanma yapılan süre kadar öne çekilecek. Sigorta başlangıç tarihinin öne çekilmesi, özellikle çalışma hayatına 2000 ve öncesinde başlayanların emeklilik yaşını da öne çekecek ve erken emeklilik fırsatı sağlayacak. Örneğin, ilk defa sigortalı çalışmaya 1 Ocak 2000 tarihinde başlayan 4/1-a statüsündeki kadın, 1995 yılında doğan çocuğu için doğum borçlanması yaptığında emeklilik yaşını 58’den 55’e düşürebilecek. ÜÇ ÇOCUK İÇİN 2’ŞER YILA KADAR BORÇLANMA Doğum borçlanması, 3 çocuk için 2’şer yıla kadar boşta geçen süreler için yapılabiliyor. Tüm sürenin borçlanılması zorunlu değil. 2022 yılının ilk yarısında uygulanan asgari ücret üzerinden borçlanma yapıldığında, bir günlük borçlanma için TL prim ödeniyor. Bir çocuk için 2 yıllık borçlanma yapan annenin ise 38 bin 430 lira prim ödemesi gerekir. Doğum borçlanması yargıtay kararı aşağıdadır Yargıtay Dairesi Esas 2009/8312 Karar 2010/2516 nolu karar YARGITAY Dairesi Esas 2009/8312 Karar 2010/2516 Karar Tarihi Doğum borçlanması isteminin kabulü ve yaşlılık aylığı bağlanması istemi – ilk doğumu yapan ve iki yıllık süre dolmadan ve tekrar çalışmaya başlamadan ikinci doğumu yapan kadın sigortalının yaptığı doğumlar için borçlanabilecek olması ÖZET Somut olayda, ilk kez 506 sayılı Kanun kapsamında tarihinde zorunlu sigortalı olduğu anlaşılan davacının, ve tarihlerinde gerçekleştirdiği doğumlar sebebiyle, ancak doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla, hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarının dışında, başkaca bir şart aranmaksızın borçlanma hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir. Yapılacak değerlendirmede, zorunlu sigortalı olarak tescil edildikten sonra ilk doğumu yapan ve iki yıllık süre dolmadan ve tekrar çalışmaya başlamadan ikinci doğumu yapan kadın sigortalının, ilk doğumdan ikinci doğuma kadar geçen süre ile ikinci doğum için borçlanabileceği iki yıllık sürenin toplamı kadar geçen süreyi borçlanabileceği gözetilmelidir. 5510 S. K. m. 41, 108 2925 S. K. m. 39 2926 S. K. Ek m. 3 1479 S. K. Ek m. 9 506 S. K. m. 60 5754 S. K. m. 67 YHGK. T. 2006/10-367 E. 2006/386 K. Dava Dava, davacının iki çocuğundan dolayı, 5510 sayılı Kanunun 41/1-a maddesi gereğince, doğuma dayalı borçlanma yapabilmesi ve dava tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, düzenlemenin yürürlüğünden önceki vakıalara uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ebru Pakin Akın tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Karar Uyuşmazlık, öncelikle 5510 sayılı Kanunun 41/1-a maddesi ile hukukumuzda ilk kez düzenlenen ve kısaca olarak nitelendirilebilecek borçlanma hakkının, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden önceki doğum olaylarına uygulanıp uygulanmayacağı, doğum sırasında aktif sigortalı olma şartının aranıp aranmayacağı noktalarında toplanmaktadır. 5510 sayılı Kanunun, başlıklı, 41/1-a maddesinde; Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların; Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının a bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri,… kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır…> hükmü düzenlenmiştir. Kural olarak her kanun, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar ve bu tarihten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır. Bu kuralın doğal sonucu da, kanunların geriye yürümemeleridir. Ancak sosyal güvenlik hukukunun özel ve kamusal niteliği itibarıyla ve 5510 sayılı Kanunda, anılan hükümle getirilen, sigortalıların lehine olan bu borçlanma hakkının, Kanunun yürürlüğünden önceki doğum olaylarına uygulanmasını engelleyen bir düzenlemenin olmadığı gözetildiğinde, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce meydana gelmiş doğum olaylarına da uygulanabileceğini kabul etmek gereklidir. Zira maddi hukukun her zaman, hayatın değişen sosyal akışı içinde gelişen tüm olayları ve ayrıntıları kurallaştırma gücüne sahip olmadığını da dikkate alıp, çıkarlar dengesi ve adalet duygularını gözeterek toplumun gereksinmelerini karşılamakla yükümlü bulunan yargı organları, sigortalıların lehine hükümler içeren düzenlemelerin yürürlüğe girdiği durumlarda, kanun koyucunun amacını da göz önünde bulundurarak, söze oranla öze üstünlük tanıyan bir yorumla sonuca varmalıdır. Doğuma dayalı borçlanma hakkından yararlanabilmek için doğum sırasında aktif sigortalı olma şartının aranıp aranmayacağı hususunda ise, geçmişte hizmet akdine dayalı olarak zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış olması, bu haktan yararlanabilmesi için yeterli sayılmalıdır. Kadının fiziksel yapısı, doğurganlık işlevi, aile yükümlülükleri ile çalışma yaşamındaki konumu yanında, doğum borçlanmasıyla amaçlanan sonucun tam olarak elde edilebilmesi için, bu tip borçlanmalarda aranan doğum öncesi sigortalılık, herhangi bir süre sınırına tabi tutulmamalıdır. Konuyla ilgili olarak 5510 sayılı Kanunda değişiklik yapan 5754 sayılı Kanuna ilişkin TBMM alt komisyon raporunda bu değişiklik hakkında, Ücretsiz doğum ya da analık izin sürelerinin de borçlanılacak sürelerden sayıldığı, bu sürelerde kadın çalışanların doğum ve çocuk bakımı gibi özel bir durum nedeniyle izin kullandığı, bunun sonucunda doğum yapan kadının sosyal güvenlik alanındaki bir hakkı kullanmasından dolayı emeklilikle ilgili sürelerini tamamlamak için ortaya çıkan bir maliyete katlanmak zorunda kalacağı, oysa çocuk bakımının aynı zamanda toplumsal olarak devletin de üstlenmesi gereken bir sorumluluk olduğu… görüşlerine yer verilmiştir. Bu yaklaşım, cinsiyeti sebebiyle sosyal güvenlik şemsiyesinde farklı muamele görmesi gereken ve başta yaşlılık aylığı olmak üzere çeşitli sosyal güvenlik hakları yönünden de bu şekilde değerlendirilen kadınlar için karşı cinsle eşitliği sağlayıcı bir bakış açısı getirecektir. Böylelikle, prim yatırma imkanı bulunamadığı halde yasa koyucunun çeşitli saiklerle sigortalılık imkanı sunmak ve prim süresine eklemek istediği bu gibi dönemlerin telafisine yönelik getirilen borçlanma müessesesinin amacı da gerçekleşmiş olacaktır. Aksine bir yorum, kanunda bu yönde bir sınırlamanın olmadığı da gözetildiğinde, sosyal güvenlik hakkına aykırılık oluşturacaktır. Hukuk Genel Kurulunun gün ve 10-367/386 sayılı kararında da vurgulandığı üzere sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti tanımı içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir. Sosyal güvenlik alanında oluşturulacak tüm kuralların, özde, sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olması zorunludur. Sosyal güvenlik, insanlığın en derin gereksiniminin bir sonucudur. Bu gereksinim, bireyin karşılaşacağı ve yaşamı için tehlike oluşturan olaylara karşı bir güvence arayışının ürünüdür. Tehlikeye ve yoksulluğa düşen birey için asgari bir güvence sağlamak, sosyal güvenliğin varoluş koşulu, diğer bir ifadeyle, olmazsa olmazıdır. Önemli olan yön, sosyal güvenlik kavramına, işlevsel olarak temel bir insanlık hakkı görünümü yaratmaktır. Doğuma dayalı borçlanma talep tarihinde sigortalı olmanın gerekip gerekmeyeceği noktasında ise Kanun koyucunun bahis konusu düzenlemede, doğuma dayalı borçlanma hakkını verdiği kişinin borçlanma talep tarihinde sigortalı olmasını gerekli gören bir ifadeye yer vermediği ve bu düzenlemeye göre sigortalı olanların yanında, hak sahiplerinin de, yazılı talepte bulunmaları halinde borçlanabilecekleri dikkate alındığında, böyle bir şartın var olmadığı belirgindir. Somut olayda, ilk kez 506 sayılı Kanun kapsamında tarihinde zorunlu sigortalı olduğu anlaşılan davacının, ve tarihlerinde gerçekleştirdiği doğumlar sebebiyle, ancak doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla, hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarının dışında, başkaca bir şart aranmaksızın borçlanma hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir. Yapılacak değerlendirmede, zorunlu sigortalı olarak tescil edildikten sonra ilk doğumu yapan ve iki yıllık süre dolmadan ve tekrar çalışmaya başlamadan ikinci doğumu yapan kadın sigortalının, ilk doğumdan ikinci doğuma kadar geçen süre ile ikinci doğum için borçlanabileceği iki yıllık sürenin toplamı kadar geçen süreyi borçlanabileceği gözetilmelidir. Mahkemece, anılan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönler incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır. Sonuç Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, günü oybirliği ile karar verildi. Yerel Mahkeme ilamı SAMSUN 2. İŞ MAHKEMESİ ESAS NO 2008/546 KARAR NO 2009/86 Taraflar arasındaki davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili duruşmalarda tekrarladığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 03/03/1987 ile 21/03/1988 tarihleri arasında iki kez doğum yaptığını ve çocuklarında halen sağ olduğunu, 5510 sayılı yasada, doğum yapan sigortalılara doğum tarihinden sonraki iki yıllık süre için borçlanma imkanı verildiğini, borçlanma yapılabilmesi için doğum sırasında aktif sigortalı olma parti olmadığını, resmi olarak kuruma bildirilmiş sigorta başlangıç süresinden önceki tarihlere ilişkin, 5510 sayılı yasa gereğince, doğuma dayalı borçlanma yapılabileceği ve böyle bir borçlanmanın yapılabilmesi durumunda sigorta başlangıç süresinin resmi olarak kuruma bildirilmiş başlangıç süresinden, borçlanılan süre kadar geriye gideceği düzenlenmiş olduğunu ve bu sebeple, müvekkilinin 03/03/1987 ile 20/03/1988 ve 21/03/1988 ile 21/03/1990 tarihleri arasında, 5510 sayılı kanun 41/1-a maddesi gereğince davalı kuruma borçlanma talebinde bulunduklarını ve taleplerinin haksız olarak red ettiklerini söyleyerek, müvekkilinin, 03/03/1987 ile 20/03/1988 ve 21/03/1988 ile 21/03/1990 tarihleri arasında, 5510 sayılı yasanın 41/1-a maddesi gereğince doğuma dayalı olarak borçlanma yapılmasına ve borçlanma neticesinde hak sahibi olacağı hizmetleri dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren, yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; doğuma dayalı olarak borçlanma yapma hakkı ilk kez 5510 sayılı kanunla getirildiğini, mülga sosyal güvenlik kanunlarında böyle bir hakka yer verilmediğini, kanunlar yürürlüğe girdikleri tarihle, yürürlükten kalktıkları tarih arasında meydana gelen olaylara uygulanır, kanun yürürlüğe girmesinden önce meydana gelen olaylara uygulanmaz. Bu nedenle, tarihinden önceki süreler için SSK’lı sigortalı kadının doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyi borçlanması söz konusu olmayacağını ve ayrıca hükmünü amir olduğunu söyleyerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya içine celp edilen ve ibraz edilen davacıya ait, SSK kayıtları, hizmet listesi nüfus aile kayıt tablosu, 5510 sayılı kanunun 41. maddesi kapsamındaki borçlanma talebi ile kurum cevabı yazılan incelenmiştir. Tüm dosyanın incelenmesinden, taraflar arasındaki ihtilafın, yürürlük tarihi öncesindeki doğumlarda da, 5510 sayılı kanunun 41/1-a maddesindeki doğuma dayalı borçlanma imkanının kabulü gerekip gerekmediği meselesidir. Hukukumuzda ve Sosyal Güvenlik ilkelerine göre sigortalı lehine olan hükümlerin uygulanması kabul edilmekte ise de, geçmişe yönelik ve isteğe bağlı borçlanma olarak, mülga 2925 sayılı kanun 39., 2926 sayılı kanunun ek md 3., 1479 sayılı kanun ek md 9 ile 506 sayılı SSK’nın 60/son maddelerinde, sadece askerlik, askeri öğrencilik ve istisnaen geçici sürelerle ev kadını belirli yaş altındakilere sağlanmış iken, 17/04/2008 tarihli 5754 sayılı kanun 67. maddesi ile, 5510 sayılı kanun, 108. maddesince, ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi de düzenlenen, 41/1-a fıkra maddesinde, fazladan doğum yapan sigortalılara da doğum tarihinden sonraki iki yılık süre için borçlanma imkanı sağlanarak sigortalı lehine kanuni düzenlemede bulunulmuştur. Ancak söz konusu kanuni düzenleme ile açıkça önceki vakalara ve geçmişe yönelik uygulama belirtilmediği gibi, aynı süre için farklı düzenleme olmayıp açıkça Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girmiş kanuna göre, hak ve külfetlerin düzenlenmesi söz konusudur. İptal edilerek külfeti kaldırılmış değil, yeniden düzenlenmiş borçlanmaya ilişkin hükmünde, geriye yönelik olaylara uygulanmaması gerektiği ve bu sebeple açılan davanın reddi gerektiği, kanaat ve kararı varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM Yukarda yazılı gerekçelerle 1- Davanın reddine, 2- Peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 1, maktu ret karar harcın, davacıdan alınarak hazine irat kaydına, 3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Duruşmada kendisini vekille temsil etmesi sebebiyle yürürlükteki asgari ücret tarifesince takdir edilen, 575,00TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, yasal yollar açık olmak üzere karar verildi. Usulen okunup açıklandı. NotKarar Kaynaktan direk alınmamış olup bilumum kaynaklarda aşağıdaki kaynak belirtilmektedir. KAYNAK Av. Nurten ÇETİNKAYA – Av. Fevzi Cem ŞENOCAK Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları 1228 Son Güncelleme 1509 TAKİP ET Günlerdir kamuoyunda SGK'nın kadınlara doğum borçlanmasını kolaylaştırma düzenlemesi olarak sunduğu uygulamanın yargı kararı sonrasında şekillendiğini söyleyen Avukat Ali Onar, iki çocuk annesi müvekkilinin doğum yaptığı yılları borçlanmak istemesinin SGK tarafından reddedilmesi üzerine açtıkları davayı kazandıklarını, 300 gün şartı ve doğum öncesinde sigortalı olma şartlarının kaldırılması nedeniyle SGK'nın bu tebliği yayımladığını bildirdi. SGK'nın doğum borçlanması müjdesi olarak sunduğu uygulamanın mimarı Avukat Ali Onar, günlerdir kamuoyunda SGK'nın kadınlara doğum borçlanmasını kolaylaştırma düzenlemesi olarak sunduğu uygulamanın yargı kararı sonrasında şekillendiğini söyledi. **SGK önce reddetti** İki çocuk annesi Seviç Kahraman, doğum yaptığı yılları borçlanmak istemiyle SGK İzmir İl Müdürlüğü'ne başvurdu. Ancak 1987 ve 1993 yıllarında doğum yaptığı ve hamilelik sürecinde çalışmaması nedeniyle ilk doğumdan dolayı borçlanma isteğini o tarihte sigortalı dahi olmamasından, ikinci doğumuna yönelik borçlanma talebi de "işten ayrıldıktan sonraki 300 gün içerisinde doğum gerçekleşmediği" gerekçesiyle reddedildi. Avukat Ali Onar, erkeklerin askerlikte geçirdikleri günlerle ilgili sigortalı olup olmadıklarına bakılmaksızın borçlanabildiğini belirterek, anayasanın eşitlik ilkesine göre kadınların da doğum yaptığı için çalışamadığı sürelerle ilgili olarak borçlanma hakkı verilmesini istediklerini söyledi. Ancak SGK, başvuruyu genelgeleri dayanak göstererek reddetti. **Erkeğe askerlik kadına doğum özrü** Avukat Ali Onar, daha önceden üst mahkemelerin kısmi olarak kadın doğum borçlanması için kısmi kabuller verdiğini anımsatarak, ancak bu kabullerin 300 gün şartına ilişkin olduğunu ifade etti. Avukat Onar sözlerini şöyle sürdürdü "Kadınlar doğum borçlanması için sigortalı olmadan önce doğum yaptıysa ve daha sonra sigortalı olduysa doğum borçlanması yapabilir. Kazandığımız mahkeme kararıyla 300 gün şartının da kanunda öngörülmediği ortaya çıktı. 17 Hazıran'da davanın sonuçlanmasından sonra SGK önce 1 Temmuz 2010 tarihinde 300 gün şartını tebliğ ile değiştirdi. En son da bu genelgeyi yayımlıyor. Devlet erkeğe bir görev veriyor. Erkek bu vasıflara sahipse askerlik yapabiliyor. Bu devletin vermiş olduğu bir görev; aynı durum kadın için de geçerli eğer yeterli vasıflara; doğurganlığa sahipse, doğanın verdiği görevi de kadın yerine getiriyor. Dolayısıyla kadın ve erkek arasında bu şekilde bir ayrım yapılması erkeğe bu hak verilirken, kadına verilmemesi Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı. Sosyal Güvenlik Kanunu'ndaki 41. madde de sigortalılığın doğum öncesi ya da doğum sonrası olacağına dair bir hüküm yok. Bunu genelgeyle yapmışlar. 300 şartı ve sigortalılık şartı getirmişler. Mahkeme de bunu geçersiz saydı." **Mahkeme karar çıkardı** ![] Ali Onar, "Sosyal Sigortalar sanki kendileri yapıyor gibi bir lütufta bulunuyor gibi bir karar çıkarttı" diyerek, işin aslının hiç de öyle olmadığını söyledi. Avukat Onar, "İşin aslı davayı çok aleni bir şekilde kaybedilince önce bir tebliğ çıkarttılar. Şimdi de genelge çıkartıyorlar" dedi. Davaya ilişkin bilirkişi raporunda da doğum borçlanmasının sigortalılık başlangıç tarihinden sonrası için yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığı gibi sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra 300 gün içinde doğum yapılması şartını öngören bir hükümünde bulunmadığı belirtildi. **Yasa nasıldı?** 5510 sayılı kanunun 41. maddesi a bendi, "Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4. maddenin a bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri, talepte bulunmaları halinde, borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartıyla borçlandırılmalarına" şeklinde düzenlendi. **1 Temmuz'da yürürlüğe girdi** Mahkeme kararının ardından 1 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanan Hizmet Borçlanma İşlemlerinin Usul ve Esasları hakkındaki tebliğ ile borçlanma kapsamında olan süreler ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreler, borçlanma kapsamında değerlendirildi. Mahkeme kararının oluşturduğu içtihat nedeniyle SGK konuya ilişkin bir de genelge hazırlığı yapıyor. Son Düzenleme Oca 2, 2020 1 Sigorta öncesi doğum borçlanması sigortadan önce doğum olan ve bu doğumu borçlanmayan kadınların en önemli talepleri arasında yer alıyor. Bildiğiniz gibi kadınlar ilk defa sigorta, bağkur ya da herhangi bir kapsamdaki tescilden sonra doğan çocuk için doğum borçlanması yapabilirken sigorta tescilinden önce doğan çocuklar için çalışanlara sigortadan önce ya da sonra olması farketmeksizin askerlik borçlanması hakkı verilirken aynı hak kadınlara sağlanmıyor. Bu yüzden de sgk öncesi doğum borçlanması için talepler yoğun bir şekilde devam öncesi doğum borçlanması 2020Doğum borçlanması kadınlara sigortadan sonra doğan çocuklar için hizmet borçlanması sağlayan bir düzenlemedir. Kadın ilk tescil tarihinden sonra doğan üç çocuğa kadar borçlanma yapabilmekte. Her bir çocuk için doğumdan sonraki 24 aylık dönemde adına prim ödenmemiş olması kaydı ile 720 güne kada ve toplamda da 2160 güne kadar borçlanma yapılabilmekte. Borçlanma sigorta başlangıç tarihini etkilemediğinden borçlanma yapıldığında emeklilik şartlarında bir değişiklik doğumdan önce sigorta başlangıcı yoksa ve ya staj ya da çıraklık kapsamında da giriş bulunmuyorsa bu hak sağlanmıyor. Yine aynı şekilde doğum sonrası 24 aylık sürede prim ödenmesine devam edildiyse bu süreler de borçlanma hesabından düşülüyor. Peki sgk öncesi doğum borçlanması çıktımı ya da şöyle soralım sigorta öncesi doğum borçlanması çıkacakmı ?Sigorta öncesi doğum borçlanması ne zaman çıkacak 2020Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni bir torba yasa hazırlığı var. Torba yasada birçok kesimi de yakından ilgilendiren düzenlemeler mevcut. Ancak torba yasayı incelediğimizde ssk oncesi dogum borclanmasi konusunda bir düzenlemeyi göremiyoruz. İlerleyen günlerde gelecek torba kanunlarda doğum borçlanması 2020 hakkında bir düzenleme olur mu hep beraber bekleyip görmek son dakika haberleri doğum borçlanması gelişmelerini sayfamızdan takip borçlanması ne kadar 2020Asgari ücret açıklandıktan sonra 01 Ocak 2020-31 Aralık 2020 tarihleri arasında doğum borçlanması için başvuru yapacakların günlük ödeyecekleri en düşük ve en yüksek borçlanma tutarları da belli oldu. Buna göre 1 günlük en düşük borçlanma tutarı 31,39 TL olacakken en yüksek ise 235,44 lira borçlanması hakkında tüm sorularınızı yorum bölümünden sorabilirsiniz. İçindekilerSigorta öncesi doğum borçlanması 2020Sigorta öncesi doğum borçlanması ne zaman çıkacak 2020Doğum borçlanması ne kadar 2020Sitemize abone olarak en yeni bilgilere ücretsiz olarak erişebilirsiniz.

sigortalılık öncesi doğum borçlanması yargıtay kararı