. Güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildiğini beyân eden Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ne intikam almaya, ne can almaya, ne de mal almaya tâlipti. O yalnızca gönüllere tâlipti… O; gönüller almaya, gönüller fethetmeye, bir rahmet dergâhı olan gönlünde, ümmetinden her ferde çare ve şifâ olmaya tâlipti. Bu istikâmette; çile çekmeye, taşlanmaya, hakaretlere uğramaya, gözyaşı ve alın teri dökmeye, geceler boyu uykusuz kalmaya tâlipti. Zira O’nun gönlünde merhamet ve şefkatle dolu bir mahşer kaynıyordu…İnsanlık Tarihinin Şeref Levhası Tarihte, hayatının tamamı en ince teferruâtına kadar tespit edilebilen tek Peygamber ve tek insan, Hazret-i Muhammed Mustafa –sallâllahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’dir. Peygamberler silsilesinin, insanlığı hakka ve hayra yönlendirme hususunda birer emsal teşkil edebilecek davranış mükemmelliklerinden, ancak belli miktarda hâtıra günümüze intikal edebilmiştir. Hâlbuki Âhirzaman Nebîsi Efendimiz’in, -en basitinden en girift ve mükemmeline kadar- bütün söz, fiil ve hattâ duygu dünyası, anbean takip edilmiş ve tarihe bir şeref levhası hâlinde kaydedilmiştir. Üstelik bunlar, Allâh’ın lûtfuyla, asırlar ötesinden kıyâmete kadar intikâl etme mazhariyetine erdirilmiştir. FAZÎLET DERYÂSI Peygamberlerin imâmı olan Fahr-i Kâinat Efendimiz’in sîreti örnek şahsiyeti, hâl ve ahlâkı, âdeta engin bir deryâ; diğer peygamberlerin sîreti ise, oraya dökülen nehirler mesâbesindedir. O, kendisinden evvel gelen, -rivâyete göre- 124 bin küsur peygamberin, bilinen ve bilinemeyen bütün fârik vasıflarının ayırt edici meziyetlerinin daha da ötesine sahip olmuş, güzel ahlâk ve hasletlerin zirvesini teşkil etmiştir. O, kendi devrine kadar gelen insanlığın, tefekkür ve yaşayış itibâriyle kaydettiği gelişmeye ilâveten, kıyâmete kadar ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarını da karşılayacak numûne-i imtisal bir şahsiyet olmak üzere, Âhirzaman Nebîsi olarak gönderilmiştir. Nitekim Allah Rasûlü “Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.” buyurmuştur. Muvatta’, Hüsnü’l-Huluk, 8 GÜZEL AHLÂKIN ZİRVESİ Güzel ahlâktan maksat, Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in ahlâkıyla ahlâklanmaktır. O’nun ahlâkı, Rabbimiz tarafından Kur’ân-ı Kerîm’de “Şüphesiz ki Sen, yüce bir ahlâk üzeresin.” el-Kalem, 4 buyrularak te’yid ve tekrîm edilmiştir. Nitekim Hazret-i Âişe –radiyallahu anh-, kendisine Rasûlullâh’ın ahlâkı sorulduğu zaman “Onun ahlâkı Kur’ân’dı.” buyurmuştur. Müslim, Müsâfirîn, 139 O’NA ŞÜKRAN BORÇLUYUZ Allah Rasûlü Efendimiz’e olan muhabbet, edep ve nezâketimiz, Sünnet-i Seniyyeʼsine tâbî olmamız, O’nu yakından tanımamız, gönüllerimiz için bir takvâ imtihanıdır. Bkz. el-Hucurât, 3-4 O’nun, dünyayı şereflendirmesinden vefâtına kadar, insanoğlunun kurtuluş ve hidâyeti için çırpınması karşısında şükran hisleriyle dolmayacak bir gönül, gönül değildir. Mevlânâ Hazretleri der ki “Ey bugün müslüman olan kimse! Eğer Hazret-i Ahmed Efendimiz’in say ü gayreti ve putları k ırmak hususundaki himmeti olmasaydı, şimdi sen de ecdâdın gibi putlara tapardın.” TEVEKKÜL VE TESLÎMİYET ÂBİDESİ Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, hayatı boyunca sayısız cefâlara katlandı, nice çile çemberlerinden geçti. “...Allah yolunda hiç kimsenin görmediği eziyetlere mâruz kaldım.” buyurdu. Tirmizî, Kıyâmet, 34/2472 Nitekim yedi evlâdından altısının vefatına şâhid olarak acıların en büyüğünü yaşadı. Tâif’te hakaret gördü ve taşlandı. İlk müslümanların çektiği ıztırap ve cefâlarla yüreği dağlandı. Uhud’da sevgili amcası Hazret-i Hamza ile Hazret-i Mus’ab başta olmak üzere, güzîde sahâbîleri şehîd oldu. Bi’r-i Maûne ve Recî vak’alarında en kıymetli Kur’ân talebeleri tuzağa düşürülüp şehîd edildi. Fakat çektiği bu çilelerin hiçbiri, Allah Rasûlü’nün metânetini ve kalbî muvâzenesini bozamadı. O, bütün bunları büyük bir olgunluk ve rızâ hâliyle karşıladı. Rabbinin rızâsı uğrunda, hiçbir fânî çileye aldırmadı. Gönlü nice acılarla dağlanmasına rağmen, gül yüzünden tebessümü hiç eksik etmedi. O’nu hiç kimse, hiçbir zaman, asık bir yüzle, çatık kaşla ve abus bir çehreyle görmedi. O, Hak Teâlâ ile beraberliğin huzuru içinde, dâimâ tebessüm hâlinde bulundu, her hâlükârda İslâm’ın güler yüzünü aksettirdi. Velhâsıl, hayatın acı-tatlı sürprizleri, ezâ, cefâ ve meşakkatleri karşısında, Efendimiz gibi dâimâ Hakkʼa tevekkül, teslîmiyet ve rızâ hâlini muhâfaza edebilmemiz için, Cenâb-ı Hak, Sevgili Rasûlüʼnü en ağır çile imtihanlarından geçirerek biz ümmetine en güzel numûne kıldı. Kaynak Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Peygamber güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiştir. İnsanların hayatında öncelikli olan ahlak ve maneviyat olmalıdır. İmandan sonra en büyük nimet ve sahip olunması gereken değer güzel ahlaktır. Güzel ahlaklı olmak dünyada yaşamayı kolaylaştırmaktadır. Güzel ahlaklı olmak, dürüst, samimi, insaflı, vicdanlı, merhametli ve adil olmak anlamına gelir. Bu vasıflara sahip mümin dedikodu nemime yapmaz, gıybet yapmaz, yalan konuşmaz, iftira etmez. Güzel ahlaklı kimse insanlara, çevreye zarar vermez. Kul hakkına, hayvan hakkına ve çevre temizliğine dikkat eder. İnsanlar arasında adaletle hükmeder, kimseyi incitmez, hür ve müreffeh yaşamak için kardeşlik duygularını pekiştirir. Güzel ahlak demek, yardımlaşmak, paylaşmak, dayanışma halinde olarak kaynaşmak demektir. Bireyin bu değerlere sahip olması toplumun da düzgün bir hal almasını sağlar. Güzel ahlaklı olmak için Kur’an-ı Kerim’de de üzerinde durulduğu gibi Peygamber örnek, önder, lider olarak görülmesi, O’na iman ve ittiba edilmesi gerekir. Hemen her işimizde Peygamber en iyi örnek ve rehber olarak alınması daha yaşanabilir bir dünya üzerinde bulunmamızı sağlar. Güzel ahlak, imandan sonra en büyük servet, sermayedir. Güzel ahlak cevherini heba etmemek gerekir.
ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin ile ilgili kompozisyon Merhabalar bu yazımda "ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin ile ilgili kompozisyon" konulu bir kompozisyon yazacağım. Peygamberimiz, İslamiyet dinini insanlara duyurmak ve insanları iman etmeye çağırmak için gönderilmiş bir peygamberdir. Peygamberimiz gönderilmiş son peygamberdir. bununla birlikte peygamberimize de son ilahi kitap yani son din gönderilmiştir. Kıyamet günü bütün insanlığın sorumlu olduğu din İslamiyet'tir. Kur'an da başlıca peygamberlerin hayatları, ibadetler hakkındaki bilgiler, ayet ve hadisler bulunmaktadır. Kur'an da verilen ibadetlerin açıklamasını ise peygamberimiz yapmıştır. Kur'an da ibadetler hakkında bilgiler var ama nasıl yapıldığı konusunu insanlar peygamber efendimizden öğrenmiştir. Neyse şimdi gelelim asıl konumuza. Üzerimize düşen birçok farz ibadet vardır. Bu ibadetler belirli bir yaştan sonra her müslümana şart olmuştur. Bu ibadetlerin yanında ise neredeyse en önemlisi ahlak kavramıdır. Kur'an da, Peygamberimizin hadislerinde, Peygamberimizin sünnetlerinde hep bir güzel ahlak vardır. İbadetler bile yapılmakla amam olmuyor. İbadetlerini istediğin kadar yap, gece gündüz namaz kıl. Güzel ahlak olmadığı sürece bu ibadetlerden sevap kazanamazsın. Ahlak kavramına birkaç örnek verecek olursak temel olarak şunlardan bahsedebiliriz Saygı, sevgi, dürüstlük, kibarlık, alçak gönüllülük, yardımseverlik vb. birçok güzel davranış. İyi bir müslüman olabilmek için bu yazdığımız maddeler şarttır. Ayette de söylediği gibi Peygamberimiz' de dinimiz gibi yüce bir ahlak üzerinedir. Sadece güzel ahlak veya sadece ibadet olmaz. Allah'ın sevdiği bir kul olmak için ikisini birlikte yapmalıyız. Kısacası, güzel ahlak çok önemlidir ve İslamiyet dininin temeli de güzel ahlaktan geçer. İyi dersler... Bu blogdaki popüler yayınlar Merhabalar bu yazımda "barış içinde yaşamak ile ilgili bir hikaye" yazacağım. Eski zamanlarda komşu iki tane köy varmış. Bu iki köy birbirlerine resmen düşman gibiymiş. Hatta bu düşmanlık ezelden beridir devam ediyormuş. Bazen birbirlerine tuzak dahi kuruyorlarmış. Birbirlerinin tarlalarına zarar veriyorlarmış. Aradan bir iki yıl geçmiş. Köyün birini sel basmış. Köyün bütün vatandaşları telef olmuş. Herkesin yardıma ihtiyaçları varmış. Bu seli duyan öteki köydekiler de doğal olarak hiç yardım etmemişler. Hatta sevinmişler bile. Kutlama dahi yapmışlar. Sel basan köye gidip insanlarla dalga geçmişler. Sel basan köydeki insanların bazıları toparlanmış bazıları toparlanamamış anlayacağınız köy telef olmuş. Neyse aradan birkaç hafta geçince köy toparlanmış ve normal hayata geri dönmüşler. Gülme komşuna gelir başına derler atalarımız. Diğer köyü de sel basmış. Tarlalar evler hep telef olmuş. Aynı diğer köy gibi. Önceki sel basan köydekiler bunu duymuşlar. Ama birbirlerine d Merhabalar bu yazımda "cömertlik konulu bir hikaye yazınız" konusunda yazacağım. Bir zamanlar ortaokula yeni başlayan Serhat adında bir çocuk varmış. Okulunda hem ilkokul hem ortaokul varmış ama birkaç nedenden dolayı farklı bir şehre taşınmak zorunda kalmışlar. Bu yüzden arkadaşlarından ayrılmış. Gittiği yeni yerde yeni bir okula başlamış. Okulun ilk günü sınıftaki herkes birbirine yabancı gözlerle bakıyormuş. Günler geçtikçe sınıftakiler birbirlerini tanımışlar ve yeni yeni arkadaşlıklar kurmuşlar. Ama Serhat'ın olumsuz bir özelliği varmış. Serhat çok cimri bir çocukmuş ve arkadaş canlısı değilmiş. Sınıftakiler onunla arkadaşlık kurmaya çalışmışlar ama Serhat pek sıcak yaklaşmamış. Diğer arkadaşları birbirinden bir şey istediğinde veriyorlarmış, cömertlermiş. Ancak arkadaşları Serhat'tan bir şey istediklerinde Serhat paylaşmaktan geri duruyormuş. Günler geçtikçe sınıftakiler Serhat'a cömertliğin önemini anlatsalar dahi Serhat olumlu bakmayınca onu ar bu yazımda "sen dili ben dili 5 cümle" konusundan bahsedeceğim. işte sen dili ben dili ile 5 cümle; sen dili; 1 Dersi bölme! 2 Koltukların üstünde zıplama! 3 Uslu dur dedim! 4 Arkadaşlarınla düzgün konuş! 5 Derse çok geç kaldın! Şimdi ise ben dili örnekleri; 1 Dersi bölmen beni rahatsız ediyor. 2 Koltuklarda zıplaman bizi rahatsız ediyor. 3 Yaramazlık yapmandan rahatsız oldum. 4 Arkadaşlarınla böyle konuşman onları rahatsız ediyor. 5 Derse geç kalman sınıfı rahatsız ediyor. Sen dili ben dili nedir?; Sen dili bir kişinin hatasını yüzüne vurarak, onu suçlayarak rencide etmekdir. Cümle örneklerinde de suçlama ve rencide var. Ben dili ise bir kişinin hatasını yüzüne vurmadan, rencide etmeden rahatsız olduğumuzu söylemektir. Dikkat edilmesi gereken biryer var, ben dili cümlesinde rahatsız olduğumuzu belli ettikten sonra 'lütfen yapma, bidaha yapma' gibi ifadeler kullanırsak sen diline girer. iyi dersler...
Din7 ay önce1 Cevap315 KezKur’an-ı Kerim, Hz. Peygamberin bir beşer olduğunu, onun insanüstü bir varlık olarak görülmemesi gerektiğini, ancak onun sıradan bir insan da olmadığını, vahiy aldığını ve insanlar için güzel bir örnek olduğunu bizlere ifade eder. Bu parçanın anlamca en yakın olduğu ayet aşağıdakilerden hangisidir?A “Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” Kalem , 50. ayet B “O’nun bildirdikleri vahiyden başkası değildir.” Necm 4. ayet C “Ey peygamber! Rabb’inden sana indirileni tebliğ etMâide , 67 D “Muhammed Allah’ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.” Ahzâb , 40. E “De ki Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Fakat bana ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunuyor…” Fussilet suresi, 6. ayet Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. muzur062022-01-05 162757Cevap Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamberin bir beşer olduğunu, onun insanüstü bir varlık olarak görülmemesi gerektiğini, ancak onun sıradan bir insan da olmadığını, vahiy aldığını ve insanlar için güzel bir örnek olduğunu bizlere ifade eder. Bu parçanın anlamca en yakın olduğu ayet aşağıdakilerden hangisidir?A “Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” Kalem , 50. ayetB “O’nun bildirdikleri vahiyden başkası değildir.” Necm 4. ayetC “Ey peygamber! Rabb’inden sana indirileni tebliğ etMâide , 67D “Muhammed Allah’ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.” Ahzâb , 40. E “De ki Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Fakat bana ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunuyor…” Fussilet suresi, 6. ayetCevap e şıkkı Bu cevaba 0 yorum 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli olmuştur.
ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin ne demek